Televizyon kanallarının uyguladığı program anlayışı izleyiciler tarafından endişeyle karşılanıyor. Televizyon kanallarındaki programlar birbirine benziyor. Kanallar reyting uğruna program yarışı yapıyorlar. Hangi kanalı açsanız sürekli aynı birbirine benzeyen programlar yayınlanıyor.
Reyting uğruna yayınlanan program izleyicilere hiçbir şey kazandırmıyor. Program içinde yaşanan tartışmalarda ünlü kişilerin eğitim seviyesini ve terbiye düzeyini açıklamış oluyor. Magazin programlarını da unutmayalım. Magazin programları da adeta reyting uğruna yapılan programlar arasında yer alıyor.
Millet olarak bizde televizyon dizi ve programlarını takip ediyoruz. Bu seviyesiz ve reyting uğruna yayınlanan dizi ve programlar ilgi alanımız oluyor. Ülkemizin gerçek gündemi dizi ve programlar olmamalı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ne demişti? 21 Şubat 2016?da Unesco Gastronomi Kenti Gaziantep programında yarışma programlarını eleştirmişti. Televizyonlarda yayınlanan bazı programlar yararlı olabileceği gibi bazıları da gereksizdir. Gereksiz programlar yerine geleneksel mutfağımızı öğreten yarışma programı olsa daha faydalı olur diye konuşmuştu.
Gereksiz ve reyting uğruna yapılan programlar yerine ciddi ve tarafsız günlük haberler, seviyeli ve gündemi yakalayan açık oturumlar, bilgi ve kültür ağırlıklı yarışma programları, sağlık programları, çocuk programları ve buna benzer programlar yapılabilir. İnsanların müzik dinleme ve eğlenme hakkı var. Ancak seviyesiz programlarla olacak iş değil.
Şiddet içerikli dizilerin yanında bir de yaklaşık 4 saati bulan evlenme programları da izleyicilere hiçbir şey kazandırmıyor. Bu seviyesiz ve bilgisiz insanların ağızlarında ki laflar 70 milyonun önünde diye kurdukları cümleleri sürekli duyarsınız. Yarışmacıların bir çoğu da ilkokul mezunudur.
Seviyesiz ve gereksiz programları izlemek yerine kitap okuyabilirsiniz. Makale, hikaye, köşe yazısı veya en kolay olarak günlük yazabilirsiniz. Evinize günlük ulusal ve yerel gazete alarak okuyabilirsiniz. Seviyesiz ve gereksiz programlar kültürümüze bir katkısı olamaz. Bunu artık anlayarak farkına varmalıyız.
İnternette araştırma yaptım. Türkiye?de ki okur-yazarlık oranı nedir? Karşıma şöyle bir sonuç çıktı.
Okur-Yazarlık Oranı
Birleşmiş milletler gelişme programı raporuna göre; Türkiye?de 2005 yılında okuma yazma oranı %95,4 olarak açıklanmış. TUİK Temmuz 2015 araştırmasına göre okuma yazma bilmeyenlerin sayısı 2,66 milyon kişi dedi. TUİK Temmuz 2015 araştırmasında Türkiye genelinde okuma yazma oranı %96,13 olarak açıkladı.
Türkiye?nin gündemi şimdilik bellidir. Terör olayları, ekonomik kriz, trafik olayları, artan petrol fiyatları, turizm krizleri, dış siyasi ilişkiler(Amerika), eğitimde fırsat eşitliği vs. gibi konulardır.
Türkiye oldukça zor günlerden geçiyor. İnsanların bazıları işi gücü bırakmış ağustos böceği gibi dans ediyor ve evlilik programlarıyla vaktini geçirdiğine inanıyor. En değerli vakitlerimiz boşu boşuna akıp gidiyor. Çok yazık!
Yaşadığımız bu günleri huzur ve güven ortamına getirmek için çalışmalıyız. En azından medya açısından?!