Çanakkale’de 2020 2021 Adli Yılı Törenle Açıldı
Çanakkale’de 2020-2021 adli yıl açılışı için Cumhuriyet Meydanında tören düzenlendi. Saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı söylendi. Atatürk anıtına çelenk sunumu yapıldı. Törene, Çanakkale Baro Başkanımız Av. Bülent Şarlan, Baro Yönetin Kurulu Üyeleri, önceki Baro Başkanları ve birçok avukat katıldı.
Çanakkale Barosu Başkanı Av. Bülent Şarlan yaptığı konuşmada,
Yeni adli yılın avukat, hakim, savcı meslektaşlarımıza, yargı çalışanlarına ve tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Öncelikle, adalet, savunma ve hak arama mücadelesi verirken görevleri başında vefat eden başta şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere ebediyete intikal etmiş meslektaşlarıma ve tüm yargı çalışanlarına Allah’tan rahmet diliyor, bu vesileyle terörün her türlüsünü bir kez daha lanetliyorum.
Mesleğine ve görevlerine yeni başlayan avukat, hakim ve savcılarımıza başarılar diliyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramımızın 98.yıldönümünü kutluyor, ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde tüm şehitlerimizi, ebediyete göç eden gazilerimizi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum.
Ayrıca 1 Eylül Dünya Barış Günü, bu gününüzü de kutluyor, barışın tüm dünyaya egemen olmasını diliyorum.
DEMOKRATİK VE ÖZGÜR BİR TOPLUM İÇİN ÖNCE HUKUK
Şüphesiz ki hukukun üstün olmadığı yerde, hukuk dışı yollar gelişir. Vatandaşların ülkesine ve geleceğine olan umudu azalır; yatırımlar güçsüzleşir; ekonomi zayıflar; birlik ve beraberlik duygusu yitirilir.
Hukuk sisteminin çökmesinden beslenecek olan güçler için bu ortam cömert bir fırsat haline dönüşür. Bunların sonucu olarak eğitim, sağlık, ulaşım ve ticaret hizmetleri aksar; millet, bundan beslenenlere muhtaç hale gelir. Bu sebepledir ki başta özgürlüğümüz olmak üzere sahip olduğumuz her değerin temeli, hukuktur.
Demokratik ve özgür bir toplum için öncelikle korunması gereken ilke, hukuk devleti ilkesidir. Bunun anahtarı da bağımsız, her türlü siyasi kimlikten arınmış, çalışkan, ilkeli, vicdan ve liyakat sahibi bir yargı sistemidir.
Dünyada hayat standardı yüksek, vatandaşlarının kendisini güvende hissettiği, huzurlu toplumsal yaşamın olduğu ülkelerin, yargı sistemi oturmuş ülkeler olması tesadüf değildir.
DÜNYA HUKUK TARİHİNE GEÇEN İDDİANAMELER YOKTUR, SAVUNMALAR VARDIR
İdeal hukuk düzeni için savunma çok önemlidir. Dünya hukuk tarihine geçen iddianameler yoktur ancak, dünya hukuk tarihine geçen savunmalar vardır. Her ülkede hukuk düzeni vardır, ancak etkin bir savunma ve güçlü Avukatlık yalnızca demokrasiyi özümsemiş medeni ülkelerde mevcuttur.
Günümüzde ülkelerin gelişmişliği, insan haklarına ve bağımsız yargısına verdiği önemle orantılıdır. Yargı bağımsızlığı ise o ülkede avukata verilen değerle ve yargı içerisinde savunmanın etkinliği ile ölçülebilir. Yani yargı içerisinde savunma ne kadar etkin ise yargı o derece bağımsızdır.
GÜÇLÜ YARGI SİSTEMİ İÇİN KALİTELİ HUKUK EĞİTİMİ ŞARTTIR
Hukuk fakültelerimizdeki manzara her yıl biraz daha ürkütücü bir hal almakta, bu konudaki uyarılarımıza kulak verilmemektedir. Sayısı 100’e yaklaşan ve halen artmaya devam eden hukuk fakültesi, 80.000’e yaklaşan hukuk öğrencisi, yüksek kontenjanlar, yetersiz akademik kadrolar ve nice isabetsiz uygulamalar sebebiyle mesleki kalitede düşüş yaşanmaktadır. Çok kıymetli diplomalarımız nitelikli ve seçkin bir meslek hayatı için yetersiz kalmaktadır. Artık yeni fakülteler açılmamalı, kontenjanlar sınırlandırılmalı, hukuk fakültesine giriş sıralaması ilk aşamada 50.000’e çekilmeli ve akademik kadrolar güçlendirilmelidir.
YARGI HARÇ VE MASRAFLARI AZALTILSIN
Mücadele etmekte olduğumuz sorunlar, çözüme kavuşturulamadan yenileri eklenmekte, avukatların yargı sistemi içindeki etkisi azaltılmaya çalışılmaktadır. Avukatlar şiddete uğramakta, avukata saldırının demokratik hukuk devletine saldırı olduğu unutulmaktadır. Yasal güvencelerine rağmen avukatlarımız, haksız soruşturma ve kovuşturmalara maruz kalmaktadır. Yargı harçları ve masrafları katlanılması güç bir boyuta ulaşmıştır. Sözde yargılama sürelerinin kısaltılması ve dava sayısının azaltılması için getirilmiş bazı düzenlemeler, uygulamadaki hatalar sebebiyle aksine sürecin daha uzun ve sancılı bir hal almasına sebebiyet vermiştir. Vatandaşlarımız sırf bu tür sorunlar sebebiyle dava açmaktan vazgeçer hale gelmiştir. Bu durum ise en çok bizleri, yani avukatları etkilemektedir.
AVUKATA SAYGI, HAK ARAYAN VATANDAŞA SAYGIDIR
Avukatlık Kanunu’nda yapılan “Çoklu Baro Değişikliği” sürecinde Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır. Baro başkanları, ülkesinin başkentine Anıtkabir ziyareti için alınmamış, 27 saat güneşin ve yağmurun altında tutulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisine kesintisiz 4 gün boyunca sokulmamıştır. Oysa bilinmelidir ki avukata gösterilen saygı, hak arayan vatandaşa saygıdır.
Defalarca dile getirdiğimiz üzere çoklu baro sistemi, birlik olması gereken bir meslek grubunu, siyasi kimlik ve ideolojik emeller ile bölme, birini diğerine “ötekileştirme” sonucunu doğuracaktır. Hukuk devleti ve bağımsız yargı ilkeleri ile bağdaşan hiçbir yanı bulunmamaktadır. Savunmayı ve savunmaya duyulan güveni güçsüzleştirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle bu yanlışlığın etkilerini Çanakkale de yaşayan meslektaşlarımda yakın zamanda görmeye başlayacaktır.
Avukatlık Kanunun 76 ve 95.maddesi açıktır. Bu maddeler Barolara, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini yüklemektedir.
Çanakkale Barosu’nun dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmede öncü olmak, demokrasinin gelişmesine ve iyileşmesine katkı sağlamak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevleri bulunmaktadır. Bu bilinçle bizler de çalışmalarımıza devam edeceğiz.
ÇOCUKLAR VE KADINLAR İSTİSMAR EDİLMESİN, ÖLDÜRÜLMESİN
Yeni adli yılda, çocukların ve kadınların istismar edilmediği, şiddet görmediği, cinayete kurban gitmediği bir ülke istiyoruz.
Yaşanılanların ne telafisi ne de unutulması mümkündür. Bu suçların önlenmesinin ilk kuralı zihniyet değişikliği, ikincisi ise sahip olduğumuz yasal düzenlemelerin objektif biçimde uygulanmasıdır.
Gelinen aşamada İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğünün tartışılması son derece vahimdir. Belirtmek isterim ki bu vakıaların sayısındaki artış, insanların ve bilhassa kadınlarımızın kendilerini güçsüz ve çaresiz hissetmesi, her yıl sesimizi duyurmak için verdiğimiz çabaların yöneticilerden ve yetkililerden yeterli destek görememesi üzüntü kaynağıdır.
Bir diğer üzüntü kaynağımız bugün tahrip edilen ama kökten yok edilmeye çalışılan Kazdağları ile yangınlarla yok olan ormanlarımızdır. Biz çevreye duyarlı tüm meslektaşlarımızla doğamızı, çevremizi ve Kazdağlarını korumaya, bu konuları gündemde tutmaya, toplumsal değerlerimizin zarar görmemesi için tüm Kurullarımız, Komisyonlarımız ve meslektaşlarımızla birlikte çalışmaya yılmadan devam edeceğiz.
Yeni adli yılda da Çanakkale Barosu olarak;
Evrensel hukuk ilkelerine,
Hukukun üstünlüğüne,
Yargı bağımsızlığına,
Hukuk devletine,
İnsan haklarına ve savunma hakkına sonuna kadar sahip çıkacağız.
Yeni adli yılda da biz avukatlar, her zamanki gibi hakkın ve adaletin tarafındayız ve bunlar için mücadeleye devam edeceğiz.
Yeni adli yılda da Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nde, cumhuriyetin temel ilkelerine, laik, sosyal, hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağız.
Hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getiren ve getirmeye devam edecek olan herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, yeni adli yılın yargımıza, yargı çalışanlarımız ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, tüm yargı mensuplarını şahsım ve Çanakkale Barosu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum dedi.’’